Marifeti insanları bölerek yönetmek isteyenlerin çanaklarına doldurmak için kullandıkları materyallerin başında ayrımcılık yapmak gelir, ama bazen bu tür ayrımcılık kendiliğinden kurum kültüründen kaynaklı olarak ortaya çıkar.
Nedeni bilinmemekle birlikte Milli Eğitim Bakanlığında, Yüksek Öğretim Kurumlarında yani eğitimin gözbebeği olan Türkiye cumhuriyetinin gözde kurumlarında eğitimciler ve diğerleri gibi ayrıma gidilmiş ve bu ayrımcılığın neticesinde diğerleri diye tabir edilen eğitim çalışanlarının hakları gasp edilmiş, sorunları görmezlikten gelinmiş, hatta baskı ve yıldırma politikalarıyla benlikleri yok edilmeye çalışılarak özlük haklarını almak için mücadele edecek en ufak enerji ve moral bırakılmamıştır.
Eğitim çalışanlarının haklarını korumak ve kollamak için kurulması büyük fedakârlık gösterilen eğitim sendikalarının ise mevcut siyasi partilerinin arka bahçesi haline getirilerek diğerleri diye tabir edilen eğitim çalışanlarını siyasi düşünce bazında bölmekten öteye gitmediği görülmektedir. Hatta mevcut eğitim sendikalarının asıl görevi olan kamu çalışanlarının haklarını almadaki mücadele örneklerini görünce işin tamamen siyasi bir rant elde ediş biçiminde oluştuğu da gözden kaçmamıştır.
Dün gizliden gizliye yapılan bu ayrımcılığın bugün hiçbir çekince olmadan gözümüzün önünde yapılması kadar üzüntü verici bir olay yoktur. İlginç olan ise TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARININ haklarının korumak ve kollamak için yola çıkan mevcut sendikalarında kurum kültürüne ayak uydurarak eğitimciler ve diğerleri gibi bir ayrıma gitmeleri ve bizleri üye yapılması gereken DOLGU MALZEMESİ olarak görmesi değil midir?
Evet İsyan Etmedik, çünkü biz kendimizi bu ailenin bir bireyi sanıyorduk.
Evet İsyan Etmedik, çünkü biz ayrımcılığın ferdi olduğunu sanıyorduk.
Evet İsyan Etmedik, çünkü biz mevcut sendikaların bizim haklarımızı alacağına emindik.
Evet İsyan Etmedik, çünkü biz amirlerimizin, müdürlerimizin, genel müdürlerimizin ve bakanlarımızın bizi eğitim çalışanlarının içinde bir nefer olarak gördüğünü sanıyorduk.
Evet İsyan Etmedik, çünkü biz isyan etmenin Türk Eğitim Sistemine zarar vereceğini düşünüyorduk.
Evet İsyan Etmedik, çünkü biz herkesin samimiyetine inanıyorduk.
ARTIK ŞUNA İNANIYORUZ…
İSYAN EDİYORUZ…
YOKEDİLMEK İSTENEN DEĞERLERİMİZİ KORUMAK İÇİN,
ARANMAYAN HAKLARIMIZI ARAMAK İÇİN,
BASKI VE YILDIRMA POLİTAKALARINDAN BIKTIĞIMIZ İÇİN,
İNSAN GİBİ YAŞAMAK İÇİN,
GEÇİM STANDARDIMIZI İYİLEŞTİRMEK İÇİN,
BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERE SAHİP ÇIKMAK VE BİRLİK OLMAK İÇİN,
İSYAN EDİYORUZ VE İTİBARIMIZI İSTİYORUZ.
ÜMİT DEMİREL