Ev Sahibi Oldun, Hala Kirada Oturuyorsun.

Dünya üzerinde birçok sivil toplum örgütü, hem büyüklüğüyle, hem baskı unsuru olma hasebi ile varlığının bulunduğu ülkelerde ve namının gittiği ülkelerde gerek mücadele, gerekse aksiyon bakımından önemli bir baskı aracı olarak kendini görür ve bu büyüklüğünü kaybetme korkusu ve hegomanyasıyla sistem içerisinde kurulan veya kurulmuş olan kendine benzeşik sivil toplum örgütlerini ya elinin altında maşa olarak kullanır, ya da kendine tehdit gördüğü sivil toplum örgütlerinin yaşamlarına son verecek darbeleri, kendi meşru zemininden çıkarak, illegal yollarla vurmaya çalışırlar.

 

            Örgütlü toplumlarda, örgütlülük bilinci ile fertlerin şuurlu bireyler olarak yetiştirilmesinin en önemli etkenlerinden birisi sivil toplum örgütünü oluşturan bireylerin deformasyona uğramasını önlemek, varlığını oluşturan biz olgusunu perçinlemek ve sistem içinde olması gereken kurumsallık ana arter damarlarını sağlam yapılarla bütünleştirmek gereklilikten öte bir mecburiyettir.

 

            Sivil toplum örgütlerinin asıl işlevi, varlığının temelini oluşturan üyelerinin ortak, ekonomik ve sosyal haklarını korumak ve kollamak, üyelerinden gelen istek ve arzular doğrultusunda projeler üretmek, üyelerinin sorunlarını en hızlı biçimde çözümlenmesini sağlamaktır. Oysaki bu güne kadar var olan sendikaların üyelerinin istekleri ve arzularını görmezden geldiği, üyelerini yalnızlığa mahkûm ettiği hepimizin malumudur.

 

            Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası varlığını ve izafetini tanımlarken, bağlı bulunduğu kurumda farklılaştırılmış, dışlanmış, hor görülmüş, baskı altına alınmış ve mücadele edecek bir platform oluşturulmamış ve kendi hakkı yerine başkalarının haklarını arar duruma gelmiş eğitim çalışanlarının isyan ve itibar bayrağı altında, kendi kendini yöneten, kendi sorunlarını bilen ve çözüm üreten bir topluluk olmayı hedefleyen bir sivil toplum örgütüdür.  

   

            Biz eğitim çalışanı olarak, 1 yıldır bu mücadeleyi tüm yokluklara rağmen kendi meşru zeminimizde yapmaya gayret ediyoruz. Seninde bir sözünün olmasını istiyorsan, varlığının temelini oluşturduğumuz Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası senin evindir ve bu ev çatısı altında mücadele eden tüm eğitim çalışanları senin ailenin bir parçasıdır.

 

            Öğretmen Sendikalarının içinde bulunduğun süreci, geçmişini düşünen bir eğitim çalışanının hem kurum içinde, hem sendika içinde maruz kaldığı ayrımcılığı hissetmemesi imkânsızdır. Bu sebeple bizler diyoruz ki, “YETER! ÖĞRETMEN SENDİKALARINDA KİRADA DURDUĞUN, YERİN BELLİ KENDİ EVİNE TAŞIN !” sizde bu sözü kendinize söylemeye alıştırın, çünkü yarın eğitim çalışanlarının büyük birlikteliğiyle şekillenecektir. Çünkü kendi haklarımızı, Teç-Sen ailesinin bireyleri ile el ele omuz omuza mücadele ederek alacağız.

 

            Eğitim Çalışanları olarak bizler Teç-Sen’i kurarak, Denizin ortasına bir çakıl taşı attık, o çakıl taşının dalgası elbet bir gün karaya vuracaktır. Kopardığımız her kum tanesi yine bizim, yine bizim kadrolarımızın, yine bizim mesai arkadaşlarımızın hakkı olacaktır.

 

            Bu itibarla, tüm kadrolarımızı Teç-Sen çatısı altında toplanmaya davet ediyor, biz olgusunun yarattığı büyük Teç-Sen Ailesine katılarak, mali, ekonomik ve sosyal haklarımız alınana kadar mücadeleye devam edelim.

BEN DİYENLERİ ÇOK GÖRDÜK, BİZ DEMEYİ İÇİNE SİNDİREN EĞİTİM ÇALIŞANLARINI             GERÇEK MÜCADELE YERİ OLAN TEÇ-SEN ÇATISI ALTINA BEKLİYORUZ.

 

Ümit DEMİREL

Genel Başkan

DİĞER MAKALELER

+