
Unuttunuz değil mi? Memur, emekli, çalışan sabit gelirlilerin açlık ve yoksulluk sathına itilmesi, tırpanlanarak hesaplanan enflasyon altında alım gücünün düşürülmesi, Toplu Sözleşme masalarında yürütülen ‘al gülüm! ver gülüm!’ masalları ve ‘memur kazandı!’ yalan rüzgarlarıyla birlikte ‘Hakem Heyeti Noterdir!’ gerçekliğinden hakem heyetine temsilci göndererek, memur ve emeklinin 2026 ve 2027 yıllarını gasp eden son perdenin başrol oyuncusu yetkili parti sendikasının ve ortakçısının/yancısının ‘masadan önce biz kalktık!’ dalaşı ‘Cambaza Bak!’ oyununun bir parçasıdır.
Memur ve emekli, yetkili parti sendikasının 2017 yılında; %3 hükûmet teklifine ‘Bu teklife kapalıyız!’ deyip %3,5’lara imza attığı gün kaybetmiştir.
Bir tespit yapmakta fayda var. Çünkü tespiti, teşhisi yapmadan doğru ve sağlıklı tedavi yapamazsın. Parti sendikalarının genel işleyiş özellikleri varlığını borçlu olduğu, göbekten bağlı oldukları partilerin sözünden çıkmamaktır. Bu parti sendikalarının genel merkez yönetim kurulları, il ve ilçe başkanlıklarının seçimi ise demokratik yollarla yapılmamaktadır. Bağımlı oldukları partiler yönetim kurullarını, il ve ilçe başkanlıklarını atar veya görevden alır. Partilerin sahibi oldukları bu sendikaların yöneticileri ise gelen parti emrini anında yerine getirirler. Aksi görülmemiştir.
İşte bu nedenle 8 dönem 16 yıldır memur, emekli ve çalışanın hak ve adalet arayışının arka planında memurdan, emekliden, çalışanın yanındaymış gibi poz verip türlü dolaplar çevrilmiş ve açlık ve yokluk çukuruna bile isteye yetki verdikleri parti sendikalarının eliyle itilmiştir. Maharet ise tüm bu fırıldak işlerin algı yönetimi ile gizlemesidir. Parti sendikaları ile ilgili unutulmaması gereken ikinci durum ise; bunlar sanki düşmanlarmışçasına kavga ederler, kedi köpek gibi birbirlerine olmadık hakaret ederler ama aynı yapının farklı kurumlarıdır. İstisnasız hepsi ‘Aynı Yere Hizmet Ederler!’
Bu sisteme destek veren, yetki veren memurların da büyük sorumluluğu vardır. Yok ‘benim odam değişmesin! ‘benim özel işlerim var! ‘Amir baskı yapıyor, korkuyorum! gibi lakırdıların geçerliliği yoktur ve kalmamıştır. Korkutanlarla korkanlar arasında gizli bir ittifakın varlığını iyi biliriz. Burada kul hakkı büyüktür.
Düşünün; 2023 yılında yapılan, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilleri seçimlerinden önce bizzat Cumhurbaşkanımız tarafından sözü verilen;
1.Dececeye gelen tüm kamu çalışanlarına 3600 ek gösterge verilmesi sözünü, Emeklilerimize sözü verilen ve bugün 20 bin liralara ulaşan seyyanen zam sözünü, Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavlarından uygulanan ‘sözlü sınav/mülakat sistemine son vereceğiz!’ sözünü bile 2 dönemdir hayata geçiremeyen ve hakem heyetine noter deyip sonra hakeme temsilci gönderip hakem heyetinin toplanmasını sağlayan ve 2026 ve 2027 yılları için toplam %27 artışın bizzat sebebi olan bu parti sendikalarının memur, emekli ve çalışana vereceği zerre-i miskal umut kırıntısı bile yoktur.
20 yıldır yetkiyi alıp yapamadığını, alamadığını, kazanamadığını bundan sonra yapamaz. Alamaz. Kazanamaz.
Yardımcı hizmetler sınıfının kanayan yarasını bunlar durduramaz. Kademeli emeklilik bekleyen milyonların sorunlarına bunlar çare olamaz. Sorunların sebebi olanlar çözümün bir parçası olamaz. Bu kanseri söküp atmak memurun elindedir.
Çözüm apaçık ortadadır. İSTİFA KARTINI BU CAMBAZA BAK OYUNA SÜRMEKTİR.