
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve bağımsız araştırma kuruluşu ENAG tarafından açıklanan Temmuz ayı enflasyon verileri, bir kez daha gerçeklerle yüzleşmemiz gerektiğini açıkça ortaya koymuştur.
Memur ve emeklilere yapılan yüzde 5’lik maaş artışına karşılık, yalnızca kiralardaki yüzde 41,13’lük artış bile bu oranın sekiz katından fazladır. Milyonlarca sabit gelirli çalışan ve emekli, bir yandan maaşların hızla erimesiyle, diğer yandan fahiş kira artışlarıyla yaşam mücadelesi vermektedir. Bugün görevdeki memurun aldığı maaş yetmemekte, emeklinin aldığı ise hayatta kalmasına dahi olanak tanımamaktadır.
İstatistik oyunları ve hedeflenen enflasyon tahminlerine göre belirlenen maaş artışları, gerçek hayat pahalılığını telafi etmekten uzaktır. Bu veriler bir kez daha göstermiştir ki, yalnızca yüzdelik artışlarla yapılan zamlar göstermelik olmaktan öteye geçmemektedir. Bu nedenle; yüzdelik zamların yanında, taban aylığa yapılacak doğrudan artışlar, memur ve emeklinin derinleşen geçim krizine karşı en azından sınırlı da olsa bir rahatlama sağlayabilecektir.
Ancak toplu sözleşme görüşmeleri devam ederken, yetkili konfederasyonu temsilen açıklama yapan Ali Yalçın’ın ifadelerinden hayretle anlıyoruz ki, masadaki nihai hedef, yalnızca hedeflenen enflasyonun biraz üzerinde bir artışla sınırlı tutulmaktadır. Bu yaklaşım, milyonlarca kamu çalışanının beklentilerini ve yaşadığı ekonomik gerçekleri tamamen yok saymaktadır.
Buradan bir kez daha açıkça çağrıda bulunuyoruz: Toplu sözleşme masasında bulunan tüm konfederasyonlar; yüzdelik artışın yanı sıra, mutlaka taban aylığa da ek zam almadan o masadan kalkmamalıdır. Aksi bir durumda, kimse kamuoyunun karşısına çıkıp kazanımdan söz etmesin. Ağır konuşuruz.
Unutmayın; kamu çalışanlarının ve emeklilerinin artık kuru sözlere değil, ekmeğini büyütecek gerçek kazanımlara ihtiyacı var.
Salih Burçin POYRAZ
TEÇ-SEN Genel Başkan Vekili