Kadın olmak…
Kadın anadır. Kadınbacıdır. Kadın yardır sevgilidir, sevgiyi yüreğinde besleyendir. Tarih boyuncagelişmemiş ya da gelişmekte olan ülkelerin, kavimlerin, obaların birçoğundakadın hep dışlanmış erkeğin üç adım gerisinden gelmiştir.
Esas mesele ataerkil diğer bir ifade ile erkek egemen toplumun, kadınaolan bakışını kırmaktır.
Kadınlar güçlüdür, cesaretlidir, derleyicidir, toparlayıcıdır,idare edicidir, çalışkandır, emekçidir. Bu durum erkeğin işine gelir, kadınıngücünden yararlanır, erkeğin tamamlayıcısıdır; ama eşit olarak görenlerinsayısı maalesef azdır. Bir erkeğin yapamayacağı çok şeyi kadın yapar. Kadınınıkaybetme korkusu erkeğin bilinçaltında öyle bir yer etmiş ki; erkek kabadavranarak güçlü görünmeye çalışır. Kabul etmek bir yana onun yerine kadınıkendisine bağımlı olduğunu empoze etmeye çalışır, zaten dışarıda çevrebaskısından toplum baskısından nasibini alan kadın, pasifleştirildikçe erkek,erkeklik taslamaya devam etmiştir. Baskıyla kadını elinde tutacağını sanır, nekadar kısıtlarsa o kadar kendisine bağımlı hale geleceğini düşünür.
Tarihederinlemesine bakıldığında Osmanlılar zamanında Batılaşma hareketleri sonucundaTürk kadınlarının sosyal hayattaki yeri değişmeye başlar. Kadın, Kültür veçalışma hayatıyla siyasi Mücadelelerle bu dönemde tanışır. TürküyeCumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk de Kadınların erkeklerle eğitimgörme haklarını hararetle savunmuştur. Cumhuriyetimizin kurulma aşamasındaulusal birliğimizin savunucularından cesur, yürekli, korkusuz, Sabiha Gökçen,Nene Hatun, Halide EdipAdıvar, Gördesli Makbule, KılavuzHatice,Nezahat Onbaşı,Şehit Şerife Bacı ve daha niceleri hep gururumuzolmamışlar mıdır? Bu acımasız dünyada hiç mi kıymetleri bilinmedi.
Kıymet bileneeyvallah! Kıymeti bilinmeyen nice kadınlar hayata küstürülmüştür. Hayatıçalınan kadınların sayısı ne yazık ki oldukça fazla, çalışıp çabalayan tek başınamücadele veren kadınların sayısı da oldukça fazladır.
Zaman kadınlarıgüçlendirir. İnsanca yaşamak için kadınlar çaba sarfeder. Kadınlar her zamangüçlüydüler en başta oldukları gibi.Sadece bir zamanlar sessizdiler, bekleyendiler.Haksızrekabete girmediler ama haksız rekabete sürüklendiler. Şimdide zaman ayaklarınısağlam yere basanların devri... Erkeklerin alışagelmedikleri bir gerçek varki;artık kadınlar geçmişten bugüne daha bilinçli ve özgürler. Düşündüklerinisöylemekten çekinmiyorlar. Değerleri ve inançları daha iyi bir yaşam için şekillendiriyorlar.Korkutulmuş, sindirilmiş bir yaşamı sürdürmeye boyun eğmiyorlar. Biliyoruz ki
her şey mecburiyetten!
8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz Kutlu olsun.
Öncelikle Tek başınaçocuk büyüten, çalışmak zorunda olan annelere, sevgiyi tadamadan, töre uğruna sevdiğiinsana değil de henüz on dördün de tanımadığı insanlarla evlendirilen yada üçbeş koyun kuzuya veya birkaç tarlaya köyün zenginine satılan kadınlara;
Eksi bilmem kaç derecede sırtında incecik yırtık elbisesi,ayağında yırtık ayakkabısı ile dışlanmışlığı, çektiği ezikliği çekmemesi için birkaç kilometre çocuğunun çantasınıokula götüren annelere; Evinin nafakası için sokaklardan kâğıt, naylon toplayankadınlara;Hastasının başından ayrılmayan, gözünü kırpmadan bekleyenkadınlarımıza;
Yıllardan beridir İşkence, eziyete, öldürülmeye, cezalandırmaya maruzkalmış; sadece basında birkaç dakikalık haberle anlatılarak haklarıkendileriyle kaybolan kadınlarımız, yıpratılmış, üzüntüsünü içinde yaşamış tekbaşına mücadele veren kadınlarımıza;
Hakkını arayan, umudunu yitirmemiş, farkındalıkla yeni bir adımatmaya kendini hazır hisseden tüm kadınlara;Ailesinin refahı için çabalayan; eşinedestek olan; çok işe az para alan tüm emekçi kadınlara…
Bir yıldızın kayıp gitmesi gibi bir çırpıda gelip geçenbu kısa ömürde, kadınlara karşı saygı ve sevginin bir günlük değil her gün gösterilmesidileğiyle;
Değil 8 mart, her gününüz kutlu olsun..
Tülin ULUTAŞDEMİR
Teç-Sen Kars Kadın Kolları Başkanı