5434 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE EMEKLİLİK İLE İLGİLİ RESMİ YAZIMIZI ÇALIŞMA BAKANLIĞINA GÖNDERDİK.

 

01/10/2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile birlikte sağlık alanında görevli Devlet Memurları ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevliler Devlet Memurlarının sosyal güvenlik haklan açısından tehlikeli ve adaletsiz bir durum yaratılmış; devlet memurları, 2008 öncesi ve 2008 sonrası olmak üzere iki kategoriye ayrılarak, büyük bir eşitsizliğe neden olunmuştur

 

Ancak, kanunlarımızda emekliliğe hak kazanmak için belirlenen fiili hizmet sürelerinin çok yüksek olması sebebiyle, bu konunun üzerinde hak sahipleri tarafından dahi yeterince durulması mümkün olamamaktadır.

Öyle ki, Ekim 2008 tarihli 5510 Sayılı Kanun’a tabi olarak ilk defa kamu görevine başlayan kişinin, emekli olabilmesi için en az 25 yılını doldurması gerekmekte, bu durumda da emeklilik tarihi için öngörülen zaman 2033 yılına denk gelmektedir

Bilindiği üzere, Ekim 2008 öncesinde kamu görevine başlayanlar hakkında (yürürlükten kaldırılan hükümleri dâhil) Emekli Sandığı Kanunu uygulanmakta, bu kişilerin emekli aylığı yahut emekli ikramiyeleri, Emekli Sandığı Kanununa göre belirlenmektedir. Ekim 2008 tarihinden sonra göreve başlayan memurların emeklilik hak ve işlemleri ise, tamamıyla 5510 sayılı kanununa göre yapılmaktadır.

 

Emeklilik hakları açısından, devlet memurlarını en çok ilgilendiren konu ise, emeklilik aylığı ve emekli ikramiyesidir. Bu iki kurumda da her iki kanunda farklı düzenlemeye tabi tutulmuş; anlaşılacağı üzere, 2008 sonrası memuriyete giren devlet memurlarının haklan açık şekilde baltalanmıştır

 

Emeklilik hakları açısından bir değerlendirme yapılacak olursa, emekliliği hak eden devlet memuruna bir emekli aylığı bağlanmakta, bu emekli aylığının fiili hizmet süresi ile çarpılması sonucunda bulunan miktar kadar da "emekli ikramiyesi” ödemesi yapılmaktadır.

 

Ancak, ‘‘Eski Memur’’ (2008 öncesinde göreve başlayan) ile ‘‘Yeni Memur’’ (2008 somasında göreve başlayan) arasında "Emekli Aylığının Hesaplanmasında” yeni memurun aleyhine olmak üzere birtakım farklar bulunmaktadır. Dununu, aşağıdaki somut tablo üzerinden açıklamak gerekirse;

 

30 EYLÜL 2008 TARİHİNDE  GÖREVE   BAŞLAYAN  (ESKİ NEMUR)

 

Bu kişilerin emekli aylığı, Emekli  Sandığı Kanununa göre tespit edilmektedir.

Emekli aylığının belirlenmesinde kullanılan formül ise, Emekli Matrahı denilen aylık, taban aylık, kıdem aylığı, ek gösterge ve duruma göre emekli

Eklentisi toplandıktan sonra, bulunan meblağın aylık bağlama oranı ile çarpılması sonucunda bulunmaktadır.

 

1 EKİM 2008 GÖREVE BAŞLAYAN (YENİ NEMUR)

 

Yeni memurlar için ise durum, işçi statüsünde çalışan kişiler ile benzerlik göstermektedir. Buna göre memurun ortalama aylık kazancını tespit etmek gerekmektedir.

Bu tespit sonucunda bulunacak miktarın, Aylık bağlama oranı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktar ise kişinin emekli aylığını ortaya koyacaktır

Ortalama aylık kazanç oldukça karmaşık bir hesaplama olmakla beraber, hem hesaplama formülünde kullanılan ve SGK dan yayımlanan güncelleme oranlarının düşük olması, hem de içeriğinde memuriyete özgü‘‘ makam-temsil görev tazminatı” olguları taşımaması gibi sebeplerle, eski memura oranla daha çok daha dezavantajlı duruma düşmektedir.

 

Ancak, eski memur ile yeni memurun emekli aylığının tespitinde kullanılan ‘‘Emekli Matrahı” ile ‘‘Ortalama Aylık Kazanç” eşit olsa bile, bu sefer de her iki kanunda belirlenen aylık bağlama oranları farklı olduğundan, aynı hizmet süresine sahip olsalar da bu kişiler aynı emekli maaşını alamamaktadır.

 

Kaldı ki yeni memurun, eski memur ile aynı fiili hizmet süresine sahip olması durumunda böyle bir ihtimalin gerçekleşmesi neredeyse imkânsızdır.  

Bu kez de ‘‘Aylık Bağlama Oranlan” farklı olduğundan, bu kişilerin emekli aylığı miktarları arasında bir uçurum oluşmaktadır. Yine somut bir tablo ile açıklamak gerekirse;

 

30 EYLÜL 2008 TARİHİNDE GÖREVE BAŞLAYAN

 

Bu memurun aylık bağlama oranı, Emekli Sandığı Kanunun 41. Maddesi ile belirlenmiştir.

 

Hükme göre Devlet Memuruna 25 yıl için, emekli matrahının %75'i, 25 yılı aşan her bir hizmet yılı için ise bu oranın %1 fazlası eklenerek aylık bağlama oranı bulunmaktadır. Örneğin 30 yıl fiili hizmeti bulunan aylık bağlama oranı%80 olacaktır.

 

1 EKİM 2008 TARİHİNDE GÖREVE BAŞLAYAN

 

Bu memurun aylık bağlama oranı ise, 5510 Sayılı

Kanun’un ‘‘Yaşlılık Aylığının Hesaplanması” başlıklı 29. maddesine göre yapılmaktadır.

 

İlgili maddeye göre; aylık bağlama oranı, sigortalının malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tâbi geçen toplam prim ödeme gün sayısının her 360 günü için % 2 olarak uygulanmaktadır. Buna göre, 25 yıl prim ödemiş olan (yani 25 yıl fiili hizmeti bulunan) devlet memurunu maaş bağlama oranı %50olacaktır. Bu oran, çalışılan her bir yıl için, %2 oranı eklenerek artırılacaktır. Örneğin, 30 yıl fiili hizmeti bulunan kişinin aylık ama oranı; %60 olacaktır.

 

Bir an için iki kategorideki memurun da emeklilik matrahının ve ortalama aylık kazançlarının eşit olduğunu, her iki kategorideki memurun da 30 yıl fiili hizmet süresi bulunduğunu ve emekli matrahı ile ortalama aylık kazançlarının 20.000 TL olduğunu varsayacak olursak buna göre, Emekli Matrahı 20.000 TL olan ve 30 yıl fiili hizmeti bulunan eski memur, emekli aylığı olarak (20.000 x %80) 16.000 TL emekli aylığı almaktayken; 30 yıl fiili hizmeti olan ve ortalama aylık kazancı 20.000 TL olan yeni memur ise (20.000 x %60) 12.000 TL emekli aylığı alacaktır.

 

Görüldüğü üzere, birisi diğerinden yalnızca 1 gün sonra göreve başlamış olan memurlardan, ‘‘yeni memur” emekli olduğunda, kendisinden 1 gün önce göreve başlayan memurdan her ay 4.000 TL, her yıl ise 48.000 TL daha az emekli aylığı almış olacaktır. Bu hesaplamanın dışında bırakılan unsurlar dâhil edildiğinde; aradaki uçurum daha da büyümektedir. 

Ayrıca Asgari ücret 2024 yılı için brüt 20.002,5 TL olarak belirlenmiştir. Asgari ücretin düşük veya yüksek olduğu yönündeki tartışmayı bir kenara bırakarak 5510 sayılı Kanuna tabi olan memurların emekli maaşındaki dengesizliğe değinmek istiyoruz.

5510 sayılı Kanuna tabi olan memurların emekli maaşı diğer sigortalılarda olduğu gibi ödenen prime bağlıdır. Bu çerçevede göreve yeni başlayan bir memurun (9/1) prime esas kazancı 15.850,44 TL iken bir hizmetlinin (9/1) 15.561,22 TL’dir.

Bu verilere göre bir asgari ücretlinin prime esas kazancı 20.00,5 TL iken göreve yeni başlayan bir memurun prime esas kazancının 15.850,44 TL olması ister istemez asgari ücretlinin alacağı emekli maaşının bir memurdan daha fazla olacağını göstermektedir. Biraz daha ileri gidersek 5510 sayılı Kanuna tabi memurun (1/4) prime esas kazançları hiçbir şekilde asgari ücretli çalışanın prime esas kazançlarına ulaşamıyor.

Aynı şekilde memurların emekli olunca alacakları ikramiye tutarı da asgari ücretlinin alacağı kıdem tazminatından daha az olacaktır.

5434 sayılı Kanuna tabi olanlar için geçerli olan alt sınır emekli aylığı tutarı 5510 sayılı Kanuna tabi olanlar için geçerli değildir. Bu durumun sistemsel bir sorun olarak karşımıza çıktığını görmemiz ve gerekli tedbirleri almamız gerekiyor.         

 

Birisi, diğerinden yalnızca 1 gün sonra göreve başlayan ve aynı statüye, işe ve yükümlülüğe sahip 2 kişi arasında böylesine bir ‘‘hak kaybı” yaşatılması, Anayasanın 10. Maddesiyle düzenlenen ‘‘Eşitlik ilkesine” ve Avrupa İnsan Haklan Sözleşmesi'nin

14.maddesindeki ‘‘Ayrımcılık yasağına” açık şekilde aykırı olduğu gibi, Anayasa'nın

60.maddesinde düzenlenen ‘‘sosyal güvenlik hakkı” kapsamında yarattığı derin farklılıklar sebebiyle, sosyal güvenlik hakkına da açıkça aykırıdır.

 

Öte yandan, emekli ikramiyeleri açısından her ne kadar yeni memura ödenecek ikramiyenin hesaplanmasında, eski memurun emekli ikramiyesinin hesaplanmasında kullanılan ölçütlerin göz önünde bulundurulacağı düzenlenmiş ise de ilgili ibare, muğlak ifadeler barındırması nedeniyle suiistimale açıktır. Başka bir deyişle uygulama, açık, net ve şüpheye yer vermeyecek biçimde; kanuni düzenleme altına alınmadığından, konuyu düzenleyen Emekli Sandığı Kanunumun Ek 82. maddesinin yürürlükten tamamen kaldırılması gerekmektedir.

 

Sonuç olarak; Kamu Kurumlarında Memur olarak çalışıp aynı işi yapan, aynı statüye tabi, aynı yükümlülükleri ve çalışma hayatından kaynaklı riskleri yüklenen bu kişilerin arasında yaratılan eşitsizlikleri ortadan kaldıracak bir kanun değişikliğine gidilmesi, 5510 sayılı kanunun, " Devlet Memurları " açısından yeniden düzenlenmesi, mağduriyetlerin giderilmesi ile 4688 sayılı kanunun ilgili maddesi gereğince Sendikamıza bilgi verilmesi hususunda;

 

Gereğini saygılarımızla arz ederiz.

 

TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ

+