18 Şubat 2019 tarihinde Sendikamız Şube ve Temsilcilikleri tarafından İl Milli Eğitim Müdürlükleri önünde yapılan ve eğitim çalışanlarının, ortak taleplerini içerin Basın Açıklamaları yurt genelinde büyük bir coşkuyla gerçekleşti.
Bu vesileyle; eğitim çalışanlarının haklı taleplerini dile getirmek ve çözüm istemek amacıyla gerçekleştirilen eylemimize,katılımlarıyla destek veren üyelerimize, mesai arkadaşlarımıza, teşekkür ediyor,şükranlarımızı sunuyoruz.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ
18 Şubat 2019 Tarihli Basın Açıklamamız.
Bilindiği üzere 24 Haziran seçimleri sonrasında ülkemiz Parlamenter Hükümet Sisteminden, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş yaptı. Bu süreçte Milli Eğitim Bakanlığı görevine de Prof Dr. Ziya SELÇUK hocamız atandı.
Sayın bakanımızın; akademisyen ve eğitimci olması, daha önceki çalışmaları, eğitime ve eğitimciye bakışı, ve bunun yanı sıra insani vasıfları önde tutan tavır ve tarzıyla, bu önemli görevi layıkıyla yerine getireceğini düşünüyoruz.
Kendisinin bu haliyle, eğitim camiamızda ve toplumumuzun büyük bir kesiminde memnuniyetle karşılandığını görüyoruz. Tabi bu memnuniyetin yansıması olarak da eğitim alanında atılacak adımlar, yapılacak yeni çalışmalar konusunda beklentilerin çok yüksek hale geldiğinin de farkındayız. Bu sebeple; Niyet hayır ise akıbetinde hayır olmasını temenni ediyoruz.
Bizler de bugün bu duygu ve düşüncelerle bakanlığın ve eğitim çalışanlarının sorunlarını dile getirip, çözümü noktasında fikirlerimizi,beklentilerimizi, kamuoyuna ve sayın bakanımıza iletmek için 81 İl Milli Eğitim müdürlüğü önünde bir araya gelmiş bulunuyoruz.
Sayın Bakanım.
Milli Eğitim Bakanlığının bugün 40 bin civarında yardımcı hizmetler sınıfı, 25 bin civarında genel idare hizmetler sınıfı ve 10 bin civarında teknik hizmetler sınıfı olmak üzere en az 75 bin eğitim çalışanı açığı vardır. Okullarımızda Memur, Hizmetli, Kaloriferci, Bekçi, teknisyen kadroları kalmamıştır. Tek hizmetliye veya kaloriferciye okulun tüm işleri yöneticiler tarafından yaptırılmaktadır. Aşırı iş yükü karşısında okul ve kurumlarda günlük 2 ila 4 saat arasında fazla çalışma yapılmaktadır.
Bizler belki bir fiil eğitim vermiyoruz ama bugün bu şartlara rağmen, sınıflar pırıl pırıl tertemizse, sıralarımız ve kapılarımız kırık değilse,kaloriferlerimiz yanıyorsa,tüm yazışmalarımız zamanında yapılıyorsa,okullarımızın gündüz ve gece güvenliği sağlanıyorsa,eğitim öğretim faaliyetinin koordinasyonu bin bir fedakarlıkla yerine getiriliyorsa, eğitim çalışanları, görevlerinin başındadır ve hakkıyla layıkıyla görevlerini yerine getiriyor demektir.
Bizler eğitim çalışanları olarak yıllardır üzerimize düşen görevleri layıkıyla yerine getiriyoruz ancak tüm bu fedakarlıklarımızın ve gayretlerimizin karşılığında, kurum içinde uygulanan politikalarda üvey evlat muamelesine tabi tutuluyoruz.
Sizden isteğimiz eğitim çalışanlarının haklı taleplerini dinlemeniz ve eğitim çalışanları üzerinde oluşmuş üvey evlat hissini, öz evlat hissine dönüştürülmesi yönünde adımların atılmasını,bir an önce sağlamanızdır.
Bu itibarla:
1-MEB Merkez ve Taşra teşkilatlarında bir milyon yüz bin den fazla personel görev yapmaktadır. Eğitim öğretime hazırlık ödeneği bir milyonu aşkın personele verilirken yetmiş beş bin kişiye hak görülmemektedir. Bu durum kurum içinde aynı amaca hizmet eden eğitim çalışanları arasında ayrımcılık hissi uyandırmaktadır.
Eğer eğitim çalışanları külfete ortak ise, ki ortaktır. Nimete de ortak olmalıdır. Artık yıllardır süregelen bu ayrımcılığın son bulmasını, eğitim öğretime hazırlık ödeneğinin bakanlığımız bünyesinde görev yapan eğitim çalışanlarının tümüne verilmesini istiyoruz.
2-Geçtiğimiz aylarda bakanlığımızda memurluk ve şeflik için görevde yükselme sınavları yapıldı. yazılı sınav sonucunda beş bin eğitim çalışanı bu sınavlarda başarılı oldu. Bugün itibariyle de bu arkadaşlarımız için mülakat süreci başladı.
Sendika olarak mülakat puanının yazılı puanına etki etmeyeceği bir sistem için aylardır mücadele veriyoruz. Bu nedenle; Personelimiz arasındaki çalışma barışını bozmayacak, yazılı sınav başarı sıralamasını değiştirmeyecek bir mülakat istiyoruz.
3- Kamuda görev yapan ve kamuoyuyla paylaşılan kısmıyla da sadece belirli unvanlara verileceği ifade edilen 3600 ek göstergenin milli eğitim bakanlığı özelinde sadece öğretmen arkadaşlarımıza verilmesi yeterli değildir.
3600 ek gösterge artışının asıl manası çalışırken alınan ücretin emeklilikte de korunmasını amaç edinmektedir. 3600 ek göstergeye kavuşan personellerden emekliliği gelmiş olanlar daha rahat emekli olabilecek böylece gençlerimize yeni istihdam yaratılabilecek bir alan oluşacaktır. Bu yüzden 3600 ek gösterge artışı sadece bazı unvanlar ile sınırlı tutulmamalıdır. 657 tabi personelin tümüne, eğitim durumlarına göre verilmelidir. Çünkü ek ödeme artışı sadece bazı unvanlara yapılırsa emekli maaşları arasında farklılıklar orantısız bir şekilde açılmış olacaktır.
Bu nedenle; ilkokul ve ortaokul mezunlarına 2000, lise ve dengi okul mezunlarına 2200, ön lisans mezunlarına 3000 ve üniversite mezunlarına 3600 ek gösterge verilmesini, ek gösterge artışından tüm memurların eşit ve adil bir şekilde faydalanmasını istiyoruz.
4- Milli Eğitim Bakanlığında genel idari,teknik ve yardımcı hizmetler sınıflarında görev yapan eğitim çalışanlarının gerek personel eksikliğinden, gerek ikili eğitim yapılmasından, gerekse aşırı iş yükünden dolayı çalışma saatleri, diğer kurumlarda aynı kadroda görev yapan kamu çalışanlarına nazaran değişiklik göstermektedir.
Kanun gereği haftalık çalışma saati 40 saat olarak belirlenmiş olmasına rağmen, eğitim çalışanlarının çalışma saatleri, günlük 10-12 saate,haftalık 50-60 saate ulaşmaktadır. ancak eğitim çalışanlarına fazla çalışmaları karşılığı hiçbir ücret ödenmemektedir.
Devlet memurları fazla mesai ücreti 2019 yılı için, saat başı 2,13TL' dir. fazla mesailerimiz karşılığında bu komik rakam bile bizlere çok görülmektedir.
Bu nedenle; fazla çalışmalarımız karşılığında hakkımız olan ücreti istiyoruz. Ve bu ücretin hafta içi saat başı 17 TL, hafta sonu ise iki katı oranında ödenmesini istiyoruz.
5-Şoför arkadaşlarımız görevleri gereği almaları gereken seyyar görev tazminatını eksik alıyor. veya bazen hiç alamadıkları durumlar yaşıyor.
Seyyar görev tazminatlarının ödenmesinde ki uygulama şeklinden dolayı yıl içerisinde değişebilen personel sayısı veya görev yapılan gün sayısında olabilecek değişkenler hesaba katılamıyor. Seyyar görevi bir fiil gerçekleştirmiş personel bu uygulamadan dolayı emeğinin karşılığı tazminatı alamıyor.
Bu nedenle; seyyar görev tazminatı ödemelerinin, görev gerçekleşmeden bildirimi ve vize edilmesi uygulamasının sonlandırılmasını, seyyar görev tazminatlarının seyyar görevin gerçekleşmesinden sonra yapılmasını ve ödemelerin seyyar görev belgelerine göre direk ilgili personele ödenmesini istiyoruz.
6- Milli Eğitim Bakanlığı’nda görev yapan eğitim çalışanlarının görev tanımları yıl 2019 oldu hala yapılamamıştır.Bu yöndeki ısrarlı taleplerimize bakanlığımızca da “çalışma başlatıldığı” yönünde bir çok defa resmi yazıyla karşılık verilmiştir. Ama bu çalışma maalesef bitirilememiştir.
Unvanlar itibarıyla görev tanımlarının biran önce tamamlanarak yürürlüğü girmesi ile kurumlar ve çalışanlar nezdinde çerçevesi çizilmiş bir iş ortamı oluşturulacağı, bununda çalışma barışına mutlak bir katkı sağlayacağı inancındayız. Bu nedenle acilen görev tanımlarımızın yapılmasını istiyoruz.
7-Milli Eğitim Bakanlığında Şef kadrosunda görev yapan eğitim çalışanları, başka bakanlıklarda eşdeğer unvanda görev yapan personellerden daha az özel hizmet tazminatı almaktadır. Adalet bakanlığı’nın şefiyle veya belediye de görev yapan şefin, bakanlığımızda görev yapan şeflerden daha üstün bir vasfı ve görevi yoktur.
Bu yüzden şef arkadaşlarımızın özel hizmet tazminatlarının Adalet Bakanlığı ve Belediyelerde olduğu gibi %67’den % 117 ‘ye, ek ödeme oranlarının ise %150’ye çıkarılmasını istiyoruz.
8-Yine 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun Ek 1. maddesi kapsamında kamu idarelerinde istihdam edilen personel ile 2828 sayılı sosyal hizmetler kanunu çerçevesinde istihdam edilen personele öğrenim durumu itibariyle elde ettiklere unvanlara atanma hakkı verildi. Bu hakkı elde eden personelimiz adına bu durum mutluluk vericidir. Yerinde bir düzenleme olmuştur.Ancak bu durum aynı haktan faydalanmak isteyen engelli personel ve yardımcı hizmetler sınıfında ki personel açısından da emsal oluşturmuştur.
Artık bu konuda engelli personel ve yardımcı hizmetler sınıfında görev yapan personellerinde beklentilerin karşılanması iyice zaruri hale gelmiştir. bu konuda tüm personeli de kapsayacak yeni bir düzenleme yapılması kaçınılmaz olmuştur. Kamuda görev yapan memurların öğrenimlerine uygun kadrolara atanması, kamu personelinin performansını ve kamunun hizmet kalitesini de olumlu yönde etkileyecektir. Bu itibarla "bir defaya mahsus tüm kamu çalışanlarına, öğrenim durumu itibariyle elde ettikleri kadrolara atanma"hakkı verilmesini istiyoruz.
9- Kamuda uygulanan ücretli, sözleşmeli gibi istihdam şekillerinin ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz. Yan yana masalarda aynı işi aynı yerde aynı şartlarda yapan personele sen 4/A lısın sen 4/B lisin şeklinde ayrımcılık yapılmasının vicdanları yaraladığını düşünüyoruz. Çalışanlarar asında eşitliğin sağlanmasını, 4/B’li eğitim çalışanlarının 4/A kadrosuna geçirilmesini istiyoruz.
10-Emeklilik için aranan yaş şartı 1999 yılından sonra işe başlamış kamu görevlileri için adeta bir ceza, 2008 yılından sonra göreve başlayanlar için ise eziyet haline gelmiştir.
Öyle ki, Bu yasaya göre Emeklilik için sadece çalışma süresi yeterli değildir. Kamu çalışanlarının emekli olabilmesi için öncelikle çalışma süresini tamamlaması, daha sonra belirlenen yaş şartının tamamlaması gibi iş ve çalışma hukukunda yer almayan farklı bir ilke getirilmiştir.
Emekli olamayan kamu çalışanlarının ikinci baharlarını da çalışarak geçirmesi, bir ömür boyunca iş hayatında bulunması, uzun vadede çalışma hayatına ve istihdama da sekte vuracaktır. Uzun çalışma süreleri gençlerimize istihdam yaratacak alanları tümüyle daraltmaktadır.
Bu Nedenle “Kadın Kamu Çalışanlarının 25 Yıl Çalışma Süresini,Erkek Kamu Çalışanlarının 30 Yıl Çalışma Süresini, tamamladıklarında yaş haddini beklemeden emekliye ayrılmasını istiyoruz.
11-Yine emeklilerimize verilen bayram ikramiyesi, toplumun neredeyse her kesimini memnun etmiştir. Ama çalışanlarımız bu konuda bayram edememiş buruk kalmıştır. Emekli vatandaşlarımıza yaşatılan çifte bayramın önümüzdeki ilk bayramdan başlayarak memurlara da yaşatılmasını istiyoruz.
12- Memur maaşının alım gücü gözle görülür bir şekilde azalmıştır.Bir de bunlara ilave olarak memur maaşlarında Temmuz ve Ağustos aylarından itibaren diğer yılın Ocak ayına kadar geçen sürelerde gelir vergisinden kaynaklı maaş kesintileri yaşanmaktadır. Bu yüzden %15 Gelir vergisine tabi 13000 TL'nin 30000 TL olarak güncellenmesini istiyoruz.
13-Kurum içi geçici görevlendirmeler için herhangi bir kriter ve düzenleme halihazırda mevcut değildir. Bu durum idareciler tarafından zaman zaman amacının dışında kullanılarak, personeli cezalandırma aracına dönüşmektedir. Bu nedenle; Geçici görevlendirmelerin yapılış usul ve esaslarını düzenleyen Yönergenin bir an önce yürürlüğe girmesini istiyoruz.
Sayın Bakanım;
Bugün burada kamuoyuna ve size milli eğitim bakanlığı’nda görev yapan eğitim çalışanlarının sorunlarını, geleceğe dair beklentilerini, çözüm önerileriyle birlikte aktarmaya çalıştık.
Taleplerimizin;önümüzdeki dönemde yapacağınız çalışmalara ışık tutmasını diliyor, eğitim çalışanlarının bu haklı taleplerine kayıtsız kalmayarak çözümü noktasında çalışmaları bir an önce hayata geçirmenizi bekliyoruz.