Bilindiği üzere, 4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikalar Kanununda değişiklik yapılarak, "Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu" adını alarak yenilenmiştir. Bize göre sadece ismi yenilenen 4688 Sayılı Kanunun içeriğinde yapılan değişiklikler kamu çalışanlarını tatmin etmekten uzaktır.
Bu yıl yapılacak olan ve eski adı "Toplu Görüşme" yeni adı "Toplu Sözleşme" olan görüşmelerin daha önce yapılan toplu görüşmelerden farksız olacaktır. Çünkü masanın etrafından talepler için toplanan tarafların güç dengesi kamu işveren heyeti lehinedir. Tarafların anlaşamaması durumunda son ve kesin kararı Kamu Görevlileri Hakem Kurulu verecektir.
Kamu çalışanlarının mali ve sosyal haklarının belirleyecek olan "Kamu Görevlileri Hakem Kurulu" 11 üyeden oluşmaktadır. 11 üyeli Kamu Görevlileri Hakem Kurulunun 3 üyesini Bakanlar Kurulu, 4 Üyesini Kamu İşveren Heyeti ve 4 Üyesini ise Konfederasyonlar ve Sendikalar belirlemektedir. Kamu Çalışanlarının kaderini belirleyecek 11 üyeden sadece 4'ünü Konfederasyonlar ve sendikalar seçebilecektir.
Bu durum daha önceki yıllarda yapılan toplu görüşmelerden farksız bir durumdur. Tek fark son sözü eski yasada hükümet söylerdi. Şimdi ise hükümet adına "Kamu Görevlileri Hakem Kurulu" söyleyecektir. Kamu çalışanlarının örgütlü sesi olan konfederasyonlar ve sendikaların yetkili ama etkisiz yapısı devam etmektedir.
Oysaki, tüm gerçekler çarpıtılarak kamu çalışanlarının haklı talepleri yıllardır bu oyunlarla ötelenmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kararları ve ILO Kuralları açık ve net olarak memurun grev hakkı olduğunu açıkca ortaya koymuştur. Hatta uluslar arası çalışma hukuku memurların grev hakkını tanımaktadır. Anayasamızın 90 maddesinde ise uluslar arası anlaşmaların kanun hükmünde olduğunu, bu anlaşmalar hakkında anayasaya aykırılık iddiasında bulunulmayacağı ve anayasa mahkemesine götürülemeyeceği, hatta anlaşmazlık durumu söz konusu olduğunda uluslar arası anlaşma hükümlerinin esas alınacağı hükmü yer almaktadır.
Bu noktada, kamu çalışanlarının uluslar arası antlaşmalardan doğan ve çalışma hayatının olmazsa olmaz hakkı olan GREV hakkının meşru zeminde talep edilmesi kadar doğal bir durum olamaz. Toplu Sözleşme görüşmelerinde konfederasyon ve sendikaların yüzlerce talep içeren klasörlerle masaya oturmak yerine, GREV HAKKINI talep eden tek maddeyle masaya oturmaları zorunlu hale gelmiştir.
Tüm Konfederasyonların ve Sendikaların Tek Madde "GREV HAKKI" ile Toplu Sözleşme Masasına oturması hayal gibi görünsede... bellimi olur, "Hayaller Bir Gün Gerçek Olur!"
Ümit DEMİREL
Genel Başkan