Türkiye genelinde, Okul ve kurumlarda yardımcı hizmetler sınıfı ihtiyacının 40 binin üzerinde olduğunu, okul ve kurumların kaderine bırakıldığını ve acil olarak yardımcı hizmetler sınıfı personellerinin alınarak eğitimin sağlıksız ortamlarda yapılmasının engellenmesi için gerek resmi yazılarımızla, gerekse bakanlık görüşmelerimizde sendikamızca ortaya konulan tezlerin doğru olduğu apacık ortaya çıkmaktadır.
MEB'in okul ve kurumlarda yardımcı hizmetler açığı MEB iç denetim birimi raporuna da yansımış olup, iç denetim birimi raporunda 26.415 okul'da hiç hizmetli olmadığının altı çizilmiştir.
Ancak, sendikamızın ARGE birimi tarafından yapılan "MEB Personel İhtiyacı Raporu"nda;
•1- Yardımcı Hizmetler Personeli İhtiyacı: 95.879
•2- Genel İdari Hizmetler Personeli İhtiyacı: 31.323
•3- Teknik Hizmetler Personeli İhtiyacı : 17.112
•4- Sağlık Hizmetleri Personeli İhtiyacı : 75.457 *
* İstisnalar Hariç Olmak Üzere Hiçbir Eğitim Kurumunda Sağlık Hizmetler Sınıfı Personeli Bulunmamaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığının 4 Hizmet Sınıfında Toplam Personel İhtiyacı 219.771 adettir. Bu ihtiyacın karşılanmamasının ana sebebi Milli Eğitim Bakanlığının eğitimi bir bütün olarak görmeyerek, sadece eğitim kurumlarının açılmasıyla ve fiziki alt yapılarının iyileştirilmesiyle eğitim-öğretimi yapılabilir gören zihniyetin ürünüdür.
Hatta, Her eğitim öğretim yılı başında eğitimi sadece öğretmenlerden ibaret görerek hareket eden sendikaların ve uzantılarının, toplam %10 öğretmen açığını dile getirip yardımcı hizmetler, genel idari hizmetler, teknik hizmetler ve sağlık hizmetler sınıfı personel ihtiyacına hiç değinmemeleri de ayrıca düşünülmesi gereken bir konudur.
Eğitim Kurumlarında Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli açığından dolayı bazı haber sitelerinde Okul Müdürlerinin istifa ettiği basına ve komuoyuna yansımıştır. Bu durum eğitimin yıllardır kanayan yarasının artık durdurulamaz hale geliş biçiminin bir örneğidir. Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan 65.000 eğitim çalışanına 219.771 çalışanın yapacağı tüm işler yaptırılmaya çalışılmaktadır. Mevcut personel sayısının yaklaşık 4 katı kadar ihtiyacı olan bir bakanlığın hala bu konuda hiçbir girişim yapmaması eğitime verilen önemi ortaya koymaktadadır.
Teç-Sen olarak; Yıllardır eğitim çalışanlarının eğitimin can damarı olduğunu vurguladık. Hiç kimse okul müdürlerinin istifasına kadar eğitim çalışanlarının eğitimin can damarı olduğunun farkına varmadı!. Taki okul ve kurumlarda görev yapan bir tek eğitim çalışanı kalmayana kadar...
Milli Eğitim Bakanlığınca acilen bu tıkanıklığın giderilmesi için KPSS sınavını kazanan adaylar arasından personel alımı için Başbakanlık Devlet Personel Başkanlığından kadro talebinde bulunulması Sendikamızın talebidir.
Son söz olarak eğitim çalışanı Milli Eğitim Bakanlığının can damarıdır. Can damarı kesilen hiçbir kalp (Okul Müdürü, İl/İlçe Milli Eğitim Müdürü, Daire Başkanı, Genel Müdür, Müsteşar ve Milli Eğitim Bakanı=EĞİTİM) yaşayamaz.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ