Sendikamızın kurulum ana maddelerinin arasında bulunan DPYBS Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavlarında Öğretmen çocuklarına tanınan Kontenjan hakkının T.C. Anayasamıza Aykırı olduğu iddiasıyla iptal edilmesi yönünde sendikamızca yapılan çalışmalar sonucunda %25'lik kontenjanın %15'e indirilmesi sağlanmış olsa da sendikamızca yeterli görülmemiştir.
DPYB sınavlarında öğretmen çocuklarının lehine yapılan kontenjan düzenlemesinin eğitimde fırsat eşitliği ile Anayasamızın Eşitlik ilkesine aykırı olduğunu her fırsatta dile getirmemizdeki gaye ülkemizde kısmı olarak oluşturulan sınıfsal imtiyazın sona erdirilmesi içindir.
Bu sebeple; Sendikamızca DPYB Sınavlarında Öğretmen çocuklarına kontenjan hakkının dayanağı olan 2684 sayılı kanunun 4.maddesinin 3.fıkrasında yer alan ÖĞRETMEN ÇOCUKLARI ibaresinin Esastan görüşülerek iptali için Anayasa Mahkemesine Müracaat edilmesi amacıyla Ankara Nöbetci İdare Mahkemesine dava açılmıştır. Devamı için tıklayın
YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEPLİDİR
ANKARA NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ SAYIN BAŞKANLIĞINA
İPTAL KARARI VE YÜRÜTMENİN
DURDURULMASINI İSTEYEN
(DAVACI) :Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası (Çankaya V.D 8740174473)
VEKİLİ Av. Abdullah KÜLBAY
Strazburg Cad. No.12/16 Sıhhiye ANKARA
KARŞI TARAF
(DAVALI ) :Milli Eğitim Bakanlığı ANKARA
İPTALİ İSTENEN İŞLEM : Milli Eğitim Bakanlığının 30.09.2009 tarihli müracaatımızın zımnen reddine dair idari işlemi .
KONUSU : Davalı Milli Eğitim Bakanlığı' nın 30.09.2009 tarihli müracaatımızın zımnen reddine dair idari işleminin , Hukuka açıkça aykırı olması ve uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararlar meydana getireceğinden işlemin YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI ve anılan idari işlemin İPTALİ ‘ ne karar verilmesi ve talebimizin reddine dayanak işleme 2684 sayılı yasanın 4. maddesinin 3. fıkrasında yer alan ÖĞRETMEN ÇOCUKLARI ibaresi ANAYASAYA AYKIRI OLDUİĞUNDAN BELİRTİLEN İBARENİN İPTALİ İÇİN, MAHKEMECE ANAYASA MAHKEMESİNE MÜRACAAT EDİLMESİ TALEBİDİR.
AÇIKLAMALAR
1- 2684 Sayılı İlköğretim ve Ortaöğretimde Parasız Yatılı veya Burslu Öğrenci Okutma ve Bunlara Yapılacak Sosyal Yardımlara İlişkin Kanunun , 4. maddesinde (Ek.1) "Milli Eğitim Bakanlığı, ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında, kalkınma planlarında öngörülen hedefler doğrultusunda parasız yatılı ve burslu öğrenci okutur. Parasız yatılı ve burslu okumak için maddi imkanlardan yoksun ve başarılı olmak esastır. Ancak sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe kabul edilenler ile 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanuna göre yetiştirme yurtlarından gelen veya aynı Kanun gereğince haklarında tedbir kararı verilmiş olan öğrencilerden, parasız yatılı veya burslu okumak isteyenlerin ailelerinin maddi durumları dikkate alınmaz.
Parasız yatılı ve burslu öğrenci kontenjanları illerin, gelişmişlik durumları ve öğrenci sayıları dikkate alınarak her yıl Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilir.
Parasız yatılı okuma veya burslu okuma hakkından yararlanacak öğrencilere ait kontenjanların, 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanunda yer alan korunmaya muhtaç çocuklar, öğretmen çocukları ve oturdukları yerde ilköğretim kurumu bulunmadığından öğrenim hakkından yararlanamayan çocuklar için tespitine ve bunlara ait yüzdeler karşılığındaki sayıların belirlenmesine dair esaslar yönetmelikle belirlenir.
Parasız yatılı olarak okutulacak veya burs verilecek öğrencilerin sayısı, seçilmeleri, sınavları ve kabulleri ile ilgili esaslar her yıl Milli Eğitim Bakanlığınca ilan edilir." Hükmüne yer verilmiştir.
2- Aynı yasanın 5. maddesinde (Ek.2) " Durumları 5434 sayılı T. C. Emekli Sandığı Kanununun 65 inci maddesinin (d) fıkrası, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile 2566 sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümlerine uyan kişilerin çocukları; doğal afetler, savaş ve olağanüstü haller sebebiyle korunmaya muhtaç duruma düşmüş olan çocuklar ve ayrıca görev yaptıkları yerde çocuğunun devam edeceği düzeyde okul bulunmayan öğretmenlerin çocuklarından Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilecek kontenjan kadarı sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe alınırlar. Ancak, bu gibi öğrencilerden özel giriş sınavı ve kayıt - kabul şartları bulunan eğitim - öğretim kurumlarına alınacakların, bu kurumların kayıt - kabul şartlarını taşımaları ve sınavlarını kazanmaları gereklidir.(*)
(Ek fıkra: 09/11/1983 - 2947/1 md.) Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecek esaslar ve kontenjan dahilinde, Başbakanlığın müsaadesi alınarak yabancı uyruklu öğrencilere de sınavsız olarak parasız yatılılık hakkı tanınabilir.
(Ek fıkra: 03/12/1992 - 3857/1 md.) Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilenler dışında, Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilecek yerlerde görev yapan öğretmenlerin çocukları da sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe alınırlar.
öğretim kurumlarına alınacakların, bu kurumların kayıt - kabul şartlarını taşımaları ve sınavlarını kazanmaları gereklidir.(*)
(Ek fıkra: 09/11/1983 - 2947/1 md.) Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenecek esaslar ve kontenjan dahilinde, Başbakanlığın müsaadesi alınarak yabancı uyruklu öğrencilere de sınavsız olarak parasız yatılılık hakkı tanınabilir.
(Ek fıkra: 03/12/1992 - 3857/1 md.) Birinci ve ikinci fıkralarda belirtilenler dışında, Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilecek yerlerde görev yapan öğretmenlerin çocukları da sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe alınırlar. " hükmü getirilmiştir.
3- Bahse konu yasanın 4. maddesinin 1. fıkrasında yasadan faydalanacakların maddi imkanlardan yoksun ve başarılı olmak esastır kuralı getirilmiştir. Yani belirtilen kural gereğince bu yasa maddi imkanlardan yoksun ve başarılı öğrenciler için uygulanacaktır.
Yine 1. fıkrada " Ancak sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe kabul edilenler ile 6972 sayılı Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanuna göre yetiştirme yurtlarından gelen veya aynı Kanun gereğince haklarında tedbir kararı verilmiş olan öğrencilerden, parasız yatılı veya burslu okumak isteyenlerin ailelerinin maddi durumları dikkate alınmaz." Demek suretiyle bu kuralın istisnası getirilmiştir. İstisna ise devlet yurtlarında yetişen çocuklar ve devlet gözetiminde yetişen çocuklardır.
4. maddenin 3. fıkrasında öğretmen çocukları dahil edilerek bizce yasanın amacından ayrılınmıştır.
5- Yasanın 5. maddesinde kamu görevinde şehit , malul olan vs. şahısların çocukları , doğal afetler, savaş ve olağanüstü haller sebebiyle korunmaya muhtaç duruma düşmüş olan çocuklar, ayrıca görev yaptıkları yerde çocuğunun devam edeceği düzeyde okul bulunmayan öğretmenlerin çocuklarından Milli Eğitim Bakanlığınca tespit edilecek kontenjan kadarı sınavsız olarak parasız yatılı öğrenciliğe alınırlar hükmü getirilmiştir.
5. madde hükmüne göre öğretmen çocuklarının bu yasadan faydalanabilmeleri için , görev yaptıkları yerde çocuğunun devam edeceği düzeyde okul bulunmaması şartı aranmıştır.
5. madde ile 4. madde birlikte değerlendirildiğinde belirtilen maddeler arasında bir çelişki bulunduğu görülür. Bu husus en başta kanun yapma tekniğine aykırıdır. Ayrıca Anayasa' nın 10. maddesinde belirtilen eşitlik ilkesine de aykırı olduğu kesindir.
6-Belirtilen aksaklığın düzeltilmesi için 30.09.2009 tarihinde Milli eğitim Bakanlığı' na bir dilekçe (Ek.3) ile müracaat edilmiş, ancak dilekçemize süresi içinde cevap verilmemiştir. Başka bir anlatımla talebimiz zımnen reddedilmiştir.
7- Dava konusu idari işlem hukuka aykırıdır. Çünkü "DPYBS Sınavının amaç, dayanak ve şekli ülkemizin gelişmişlik düzeyi dikkate alındığında sosyal devlet ilkesine uygun olmasına rağmen muhteviyatı itibariyle TC.Anayasamızda yer alan "Kanun Önünde Eşitlik" ve "Eğitimde Fırsat Eşitliği" ilkelerine aykırı içerikler barındırmaktadır.
Anayasamızın "Kanun Önünde Eşitlik " başlığını taşıyan 10'uncu maddesinde; "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." Hükmü yer almaktadır.
Bu ilke, birbirleriyle aynı durumda olanlara ayrı kuralların uygulanmasını, ayrıcalıklı kişi ve toplulukların yaratılmasını engellemektedir. Aynı durumda olanlar için farklı düzenleme, eşitliğe aykırılık oluşturur. Anayasa'nın amaçladığı eşitlik mutlak ve eylemli eşitlik değil hukuksal eşitliktir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar aynı kurallara bağlı tutulursa Anayasa'nın öngördüğü eşitlik ilkesi çiğnenmiş olmaz.
Belirtilen hakkın sadece öğretmen çocuklarına tanınması ve diğer kamu görevlilerine tanınmaması bu nedenle eşitlik ilkesine aykırıdır.
Yine, Anayasamızın 42.maddesinde yer alan "Eğitim Öğretim hakkı ve ödevi" "başlığınıtaşıyan "Eğitimde fırsat eşitliği" ilkesinin temelini oluşturan Anayasa maddesinde; Kimse, eğitim veöğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. ... Devlet, maddî imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin, öğrenimlerini sürdürebilmeleri amacı ile burslar ve başka yollarla gerekli yardımları yapar. Devlet, durumları sebebiyle özel eğitime ihtiyacı olanları topluma yararlı kılacak tedbirleri alır. Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez." Hükmüyle de eğitim öğretim alanında fakir ve zengin öğrencilerin öğrenim haklarının eşitlenmesi gerektiğini, eğitimde fırsat eşitliğinin devlet imkanlarıyla sağlanması gerektiğini belirtmiştir.
Oysaki, Anayasamızda yer alan bu hükümlerin aksine, Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk sınavında "Kontenjan" adıyla bazı zümre ve sınıfta yer alan kişiler bir tarafa o zümre ve sınıfın da yer alan kişilerin çocuklarına imtiyaz tanınmıştır. Tamamen Anayasamıza aykırı olarak yıllardır yapılan bu uygulamaya son verme zamanı gelmiştir.
Belirtilen yasa gereği çıkarılan yönetmeliğin (Ek.4) 10. maddesine göre öğretmen çocuklarına ayrılan kontenjan %15 tir. "
Hiçbir kanuni dayanağı olmayan ve aksine kanuna açıkça aykırı olan bu uygulamanın devam etmesi durumunda;
Aynı yaşta ve aynı şartlarda yarışması gereken çocuklarımız arasında bir ayrımcılık hissi oluşacaktır.
Öğretmen çocuğu lehine düzenlenmiş bir uygulama olarak görünse de, "anne veya baba'sının statüsüne güvenen öğrenci modeli" yaratacağından en büyük zararı birinci etapta öğretmençocuklarına verecektir. Eş zamanlı olarak "anne veya baba'sının statüsüne ve devletin sosyal adaletine güvenmeyen öğrenci modeli" yaratacağından diğer çocuklarımız üzerinde de telafisi imkansız zararlar yaratacaktır
Öğrenci aileleri üzerinde yaratacağı etki ise yine çocuklarda oluşan etkiyle doğru orantılı olacaktır. Öğretmen aile kendine güvenmeyen, statüye önem veren ve statünün getirdiği imkanlardan yararlanan çocukları için gelecek endişesi taşırken, diğer anne ve babalar ise çocuklarının üzerinde etki eden olumsuz faktörleri olumlu faktöre çevirememe ezikliğini yaşayarak yine çocuklarının geleceklerinden endişe edeceklerdir.
Eğitim alanında eşitsizliğe uğradığını düşünen öğrencilerimiz, hakkını arama noktasında adaletsiz bir yaklaşım sergileyip, gelecek yıllarda kendi aleyhine oluşabilecek tüm haksızlıklara ve eşitsizliğe boğun eğen bir insan profiline bürünme olasılığı, öğretmen çocuğunun ise; her durumda kendini farklı gören, üstün gören ve kendi lehine eşitsizlik isteyen insan profiline bürünme olasılığı yüksek olacaktır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu idari işlemin dayanağı olan ileri sürülen 2684 sayılı yasanın 4. maddesi (3) nolu fıkrasında bulunan ile " 04.01.2009 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu' nun ek 13. maddesinin (3) numaralı fıkrasında "Öğretmen çocukları " ibaresi Anayasa aykırı olduğundan belirtilen ibarenin iptali istemiyle Ankara İdare mahkemesince ANAYASA MAHKEMESİNE başvurulmasına, dava dosyasının esastan görüşülmesinin, Anayasa Mahkemesince bu konuda bir karar verilinceye kadar bekletilmesine karar verilmesini talep etmekteyiz.
10-Anayasa Mahkemesi kararı sonucuna göre AÇIKÇA HUKUKA AYKIRI OLAN VE UYGULANMASI HALİNDE TELAFİSİ İMKANSIZ ZARARLAR MEYDANA GETİRECEK : Davalı Milli Eğitim Bakanlığı' nın 30.09.2009 tarihli müracaatımızın zımnen reddine dair idari işleminin İPTALİVE YÜRÜTMESİNİN DURDURULMASI İÇİN İŞBU DAVAYI AÇMAK ZARURETİ HASIL OLMUŞTUR.
CEVAP SÜRESİ : 30 gündür
DELİLLER : Dilekçemiz ekinde sunduğumuz belgeler ve her türlü yasal delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz edilen ve res'en görülecek sebeplerle;
1-Dava konusu idari işlemin dayanağı olan 2684 sayılı yasanın 4. maddesi (3) nolu fıkrasında bulunan "Öğretmen çocukları" ibaresi Anayasa aykırı olduğundan belirtilen ibarenin iptali istemiyle, sayın mahkemece ANAYASA MAHKEMESİNE başvurulmasına, dava dosyasının esastan görüşülmesinin, Anayasa Mahkemesince bu konuda bir karar verilinceye kadar bekletilmesine
2-Dava konusu idari işlem açıkça hukuka aykırı olduğundan ve uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararlar meydana getireceğinden, öncelikle yürütmenin durdurulmasına,
3- Dava konusu idari işlemin iptaline,
4- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı idare üzerinde bırakılmasına karar verilmesini vekaleten saygıyla arz ve talep ederim.
Av. Abdullah KÜLBAY
EKLER
1- Anayasa Mahkemesi Kararı
2-5917 sayılı yasa ilgili maddeleri
3- Milli Eğitim Bakanlığı' na dilekçemiz
4- Milli Eğitim Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı cevabı
5-Vekaletname sureti