BASINA VA KAMUOYUNA
Eğitim Hizmetleri iş kolunda yetki alan ve toplu görüşme masasına eğitim çalışanlarının teveccühü ile oturan eğitim sendikaları öğretmen harici kadrolar için bu güne kadar hayırlı bir iş yapmış mıdır?
Bu sorunun cevabını eğitim çalışanlarına bırakıyor, özellikle son toplu görüşme masasında alındığı sözü edilen denge tazminatı almayan "Bakanlık şube müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları, ilçe milli eğitim müdürleri ve şube müdürleri ile ilköğretim müfettişlerine" 250 YTL ek ödeme yapılması konusunda maliye bakanlığı ile anlaşma sağlandığı, Milli Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilatlarında ŞEF olarak görev yapan eğitim çalışanlarının bu düzenleme dışında bırakılacağı konularında haberler doğru bir bilginin alıştırma (yumuşatma) çalışması mı? yoksa yapılan yanlışlara kılıf uydurma politikası mıdır?
Sevinç gösterisi ve kazanım tantanalarıyla sendika sitelerinde verilen bu haberlerin doğru çıkması çok daha vahim sonuçlar doğuracaktır. Çünkü milli eğitim bakanlığı ve öğretmen sendikaları el ele bizim yıllardır karşı çıkarak haykırdığımız ama onların devamlı inkâr ettiği "öğretmen öz, eğitim çalışanları üvey'dir." Zihniyetinin apaçık görünmesini sağlayacaktır.
Hangi mantık ve hangi yasaya dayanarak, kanunlarda yönetici pozisyonunda olan ve MİLLİ EĞİTİME KATKISI TARTIŞILMAZ ŞEF KARDEŞLERİMİZİ öğretmen kökenli yöneticilerden ayırıp, farklı bir ücret politikası uygulamaya kalkıyor ve bu uygulamayı hangi gerekçelerle kazanım olarak sevinç gösterileriyle sunuyorsunuz?
Öncelikle, bu düzenleme adil bir düzenleme değildir. Zihin bulandırmak, rant elde etmek, umutsuzluğa iterek umut tacirliği yapmak isteyenlerin bir oyunu olmakla birlikte TEÇ-SEN olarak böyle bir düzenleme yürürlüğe konulduğu takdirde YARGI yolunu kullanacağımızın iyi bilinmesi gerekmektedir.
Kaldı ki, Eğitimin tüm kademeleri apoletlerine bakılmaksızın bir bütündür mantığının altında yatan gerçek "EĞİTİM ZİNCİRLERİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ" anlamına gelen plan ve programların devreye sokulması demektir. Eğitim zincirlerinin içinde Bakan, Daire Başkanları, Müfettiş, İl/İlçe Milli Eğitim Müdür, Müdür Yardımcısı, Şube Müdürü, Okul/Kurum Müdürlükleri, Öğretmenler, Şefler, Memurlar, Hizmetler, Kaloriferciler, Şoförler, Bekçiler, Teknisyenler, Teknikerler, Mimar ve Mühendisler vardır. Milli Eğitim Bakanlığının asli görevi bu kadrolar arasında herhangi bir apolet ayrımı yapmadan tüm eğitim kadrolarının maddi ve manevi olarak güçlendirilmesini sağlayacak atılımlar ve adımlar atmak olmalıdır.
Oysa ki, dünden bugüne haykırarak defalarca söylediğimiz, Bakanlık içi ücret adaletsizliğinin giderilmesi, Bakanlık içinde var olan mali ve özlük politikalarına Tüm Eğitim Çalışanlarının ayrım gözetmeksizin dahil edilmesi, tesis edilen işlemlerin kısmi değil geneli kapsayan içerikte olması ve bakanlık bünyesinde görev yapan tüm kadroların iş huzuru ve barışının tesis edilerek, tüm kadroların belirli standart ve normlarda kariyer yapmalarına imkan verecek düzenlemelerin yapılması hususlarında etkin ve verimli adımlar atmak yerine günü kurtaran, apolet menşeli düzenlemelerle ve "Süreç Devam Ediyor!" söylemleriyle Milli Eğitim Bakanlığı eğitim çalışanlarını uyutmaya ve sessizleştirmeye devam etmektedir.
Sessiz kalma suçluların, zanlıların ve sanıkların hakkıdır.
Bizler eğitim çalışanları olarak "NE SUÇLUYUZ" , "NE ZANLIYIZ" , "NE DE SANIĞIZ"
Yaptığınız adaletsiz uygulamalarınıza, baskılarınıza, apolet ayrımcılığınıza ve mali ve özlük hak gasplarınıza sanmayın ki SESSİZ KALACAĞIZ...
TEÇ-SEN GENEL MERKEZ