Baskı Kullanarak Sendikal Faaliyetlerimizi Engelleyen Gaziemir İlçe Milli Eğitim Müdürü Hakkında Suç Duyurusunda Bulunduk.
Anayasamızın 51.madde’si ile düzenleme bulan: “Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz” ifadesi ile sendikal özgürlük hakkı tanımlanmıştır. Sendikal özgürlük çerçevesinde,bir kimse tamamen özgür iradesi ile herhangi bir sendikaya üye olabilmekte ve aynı zamanda üye olduğu sendikadan da özgür iradesi ile istifa edebilmektedir. Anayasada tanımlı bu hakkın kullanılması Türk Ceza Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Şöyle ki mezkûr kanunun 118/1. maddesi: “Bir kimseye karşı bir sendikaya üye olmaya veya olmamaya, sendikanın faaliyetlerine katılmaya veya katılmamaya, sendikadan veya sendika yönetimindeki görevinden ayrılmaya zorlamak amacıyla, cebir veya tehdit kullanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” ifadesi ile bireysel sendika özgürlüğünü koruma altına almıştır.
Sendika özgürlüğü sadece bireyleri kapsamadığı gibi aynı zamanda kolektif olarak sendikaların faaliyetlerinin korunması noktasında da kendini gösterir. Sendika tüzel kişiliğine ilişkin güvence ise yine Türk Ceza Kanununda 118/2 de düzenlenmiş ve “Cebir veya tehdit kullanılarak ya da hukuka aykırı başka bir davranışla bir sendikanın faaliyetlerinin engellenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”denmiştir.
Bu kadar açık düzenlemeler var iken, İzmir Gaziemir ilçe milli eğitim müdürü Ali Musa Bina’nın müdür vekilliği görevinden aldığı gücü üyelerimize karşı baskı aracı olarak kullanmasını kabul etmemiz mümkün değildir. Eğitim-Bir-Sen üyesi olan ve aynı zamanda Gaziemir İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili olarak görev yapan Ali Musa Bina, Gaziemir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde ve bağlı okullarda görev yapan üyelerimizi baskı altına alarak, konumu ve statüsünü kullanarak üyesi bulunduğu sendikaya üye toplamaya girişmiştir. Eğitim-Bir-Sen işyeri temsilcisi üyelerimizi kolundan çekerek müdür vekilinin de olduğu odaya götürüp üyelerimizin önlerine istifa formları koyup sendikacı(!) olarak sendikal özgürlüğü ayaklar altına almıştır. Sendikal özgürlüğü zaten önemsemeyen zat ve ekibi, hukuka aykırı hareket etmekte ve fiilleri ile sendikal hakların engellenmesi ve görevi kötüye kullanma suçlarına sebebiyet vermekte hiçbir beis görmemişlerdir.
Millî Eğitim Bakanlığının 11.07.2012 tarih ve 31973 sayılı Genelgesinin 4-c maddesi; "İl milli eğitim müdürleri, il milli eğitim müdür yardımcıları ile ilçe milli eğitim müdürleri, sendika kuramayacak ve sendikalara üye olamayacaklardır." şeklinde düzenleme getirmiş ve bu hükümle işveren konumunda bulunan bu kişilerin personel karşısında olumsuz tutumlarda bulunarak haklarının engellenmesini, sendikal baskı ve ayrımcılığa maruz kalmamalarını ve böylece sendikal özgürlüğün sağlanması hedeflenmiştir. Oysa ki üyelerimizi baskı altında bırakarak sendikamızdan istifaya zorlayan Ali Musa Bina, Gaziemir İlçe Milli Eğitim Müdür Vekilidir. Vekil olduğu için de sendika üyesi olabilir ancak bu konumda sendikal faaliyet içinde bulunması yine kabul edilemez. Zira bu husus Devlet Personel Başkanlığının 16.06.2009/10830 sayılı; “… kamu görevlileri sendikalarına üye olan personelin, sendika üyesi olunamayacak kadrolarda görevlendirilmeleri halinde sendika üyeliğinin devam etmesi gerektiği ancak, 4688 sayılı Kanun hükümlerine göre sendika üyesi olamayacağı öngörülen kadrolarda görevlendirilen personelin GÖREVLENDİRME SÜRESİNCE SENDİKAL FAALİYETLERE KATILAMAYACAĞI, değerlendirilmiştir.”şeklindeki görüşü ile açıkça ortaya konmuştur.
Anayasa, kanun, sözleşmeler ve genelgeler ve ahlaki kurallar bu kişilere önemsiz gelmiş olacak ki aksi tutumda bulunarak sendikal faaliyetlerin engellenmesi suçuna fail olmaktan geri durmamışlardır. Üyelerimizin ve sendikamızın sendikal hakları pervasızca engellenmiştir. Sistematik olarak üyelerimiz baskı altında bırakılarak istifaya zorlanmışlardır. İlçe Milli Eğitim Müdür Vekili olarak devletin temsilcisi konumunda olması gereken zat yalnızca sendika temsilcisi gibi hareket ederek sendikal öğretilerin ve sendikal özgürlüğün önündeki en büyük engel olmuşlardır.
Hiçbir engelin bu zamana kadar TEÇ-SEN’i yıldırması söz konusu olmamıştır. Bundan sonra da olmayacaktır. Bu uğurda yolumuza ve mücadelemize bir yenisini ekleyerek devam edeceğiz. Hukuk dışı hareket eden bu kişi ve kişileri adalete havale ettik ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduk. Şunu aklınızın bir köşesine not edin.. Aba altından sopa gösterip istifa formu uzattığınız üyelerimizin, mahkeme kararını size sunacağı günler yakındır.
Kamuoyuna saygılarımızla duyurulur.
TEÇ-SEN GENEL MERKEZİ