DEMİREL: “Enflasyonun Altında Kalmak, Kamu Çalışanlarının Kaderi Olmamalıdır.”

1992 yılından bugüne kadar kamu çalışanları, örgütsel toplum bilinciyle ve hak arama yöntemlerini kullanma biçimiyle sendikal örgütlenmeyi odak noktası haline getirmiştir. Başlangıç odağı her zaman hak ve adaleti aramak olan sendikal mücadele, yıllar içinde zuhur eden ideolojik siyasetin etkisi altına girerek, gerçek gündeminden uzaklaşıp, siyasetin gündemine ve güdümüne girdi. kamu çalışanlarının hak ve adalet anlayışını siyasetin dar sokaklarına sıkıştırdı.

İdeolojik siyasetin etkisi ve güdümüne giren siyasi sendikaların çalışma, usul ve yeteneklerini yitirdiğini gören kamu çalışanları örgütsel gücünün etkisinin bilinciyle siyasi olmayan ve hak ve adalet mücadelesini verecek gerçek sendikal örgütlemenin yolunu ve yöntemini bulmasına rağmen siyasetin etkisi altında oluşan ve gelişen baskı ve yıldırma uygulamalarına karşı her zaman dik bir duruş sergileyemese bile tarafını, sevgisini ve dualarını siyasete hayır diyen sendikalara gösterdi ve göstermeye de devam ediyor.

Her ne kadar siyasete hayır diyerek, hak ve adalet yolculuğuna giren sendikaların yolları kesilmek istense de gündemine kamu çalışanlarını alan sendikaların sözleri daha etkili, özleri daha sağlıkla ve yolları çok belirgin hale gelerek kamu çalışanlarının gönlünde taht kurdu. Sonuç olarak kamu çalışanlarının ortak öznesi olan sosyal, mali ve özlük hakların iyileştirilmesi özlemi siyasete hayır diyen sendikaların güçlü ve kararlı duruşu ile giderildi. Eskiye oranla kamu çalışanları Teç-Sen gibi siyasete hayır diyen sendikalara güvendi ve güvenmesinin karşılığını aldı.

Ancak kamu çalışanları siyasetin etkisinden tam kurtulmuş değildir. Bu durumun değişmesi elbette zaman alacaktır. Son iki toplu sözleşme sürecinde kamu çalışanları yetki verdiği sendika ve konfederasyonların başarısız olduğunu, siyasete göbekten bağlı olduklarını ve etkisiz yetkili sendika ve konfederasyonların bu haliyle kamu çalışanları lehine yeterli baskıyı oluşturmaktan uzak bir görünüm içinde olduğunun farkına varmış olsa da siyasi sendikalara yetki vermekten de vazgeçmemiştir.

Sadece son iki toplu sözleşmeye baktığımızda, kamu çalışanlarının son 4 yıl içinde ücretlerinin enflasyonun üzerine çıkamadığını, ücret artışı yapılmadığını ve enflasyon oranlarına olan inancını yitirdiğini ve fakirleştiğini çok net olarak hissetmektedir. Sıfır zam ile ve hatta eksi zamlarla karşı karşıya kalan kamu çalışanlarının karar vermesi ve 28 yıldır denediği siyasi sendikacılığı elinin tersiyle itmesi gerekir. Enflasyon altında kalan, sıfır zam alan, maaşında icra olan, fakirleşen ve geçinemeyen kamu çalışanlarının kaderi bu olmamalıdır ve bu güç kamu çalışanlarında vardır.

Ümit DEMİREL

Genel Başkan