Yetkili Sendikaların Bir Görevi de Hükümetin Verdiğini Kamu Çalışanlarına Sindirtmek midir?

TEÇ-SEN

Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası

Genel Başkanlığı

 

“Yetkili Sendikaların Bir Görevi de Hükümetin Verdiğini Kamu Çalışanlarına Sindirtmek midir?”

 

Kamu çalışanları mali,özlük, sosyal ve ekonomik hak taleplerini 4688 sayılı kanun gereği yetki verdiği, vekil kıldığı yetkili sendikalar eliyle yaptığını unutmayalım.  Yani yetkiyi kamu çalışanları olarak bizler veriyoruz. Yetkili sendika ve hükümet (işveren) sonu tek haneli yılların ağustos ayında toplanıp 2 yıllık zam, özlük, sosyal ve ekonomik hakların yazılı olduğu bir anlaşma imzalanır veya hakem heyetine gidilir.

 

2017 Toplu Sözleşme masasını hatırlayalım. Unutmayalım. Bayraktarlığını yaptığımız ve her dönem yetkili kıldığımız sendikaların kamu çalışanlarının dertleriyle ne kadar dertlendiğini bir düşünelim. 2017 toplu sözleşme masasında işveren heyeti daha teklifi açıklamadan yetkili sendikanın başkan ve yöneticileri “BU TEKLİFE KAPALIYIZ”pankartı açarak işveren heyetini protesto etmişlerdi.

 

Hafızalarımıza o dönem işlenen sözleri kısaca hatırlayalım.

“BU TEKLİFE KAPALIYIZ.”

“BU TEKLİF ESKİ TÜRKİYE’NİN TEKLİFİDİR. YENİ TÜRKİYE’NİN TEKLİFİ BU OLMAMALIDIR.”

“BU TEKLİF MÜZAKERE EDİLEBİLİR AMA ASLA KABUL EDİLEMEZ”

“OLUMLU BİR TEKLİF GELMEZSE ONURLU BİR DURUŞ SERGİLEYECEĞİZ”

 

2017 toplu sözleşme masalında dönen dolapların dışında bu sözler damgasını vurmuştu. Sözlere baktığımızda evet yetkili sendika böyle olmalı, pes etmemeli, itiraz hakkını kullanmalı ve gerekirse üretimden gelen gücünü, onu o masaya oturtan kamu çalışanlarının gücünü kullanmalıydı. Ama elbette öyle olmadı. İşveren heyetinin 0,5 puanlık yeni artışlı teklifini yetkili sendika vakit kaybetmeden koşarak imzaladı.

 

O günden sonra bildiğimiz ve hatta kamu çalışanlarının tamamının bildiği bir gerçek ise mevcut siyasi sendikaların derdiyle, kamu çalışanlarının derdinin aynı olmadığı, bir olmadığı ve farklı bir gündemlerinin olduğu gerçeğidir.

 

1 milyon üzerinde üyesi olan ve yetkiyi alan bu sendikalara hala üye olarak kamu çalışanları ne yapmaya çalışıyor anlamak mümkün değil. Sadece toplu sözleşme masasında işe yarayacak olan yetki verme sürecini tersine çevirmek için kamu çalışanları neden sürece müdahale etmez? Tek bir seferlik de olsa neden sesini yükseltmez? Her geçen gün kötüye giden durumu ile ilgili bir önlem neden almaz? Kendisinin geleceği ile ilgili verilen kararların isteği dışında olduğunu gördüğü ve yetki verdikleri eliyle hak gasplarının oluştuğu ve devam ettiğini bildiği halde aynı yerde duruyorsa yarın olacaklardan dolayı isyan etme hakkına kimse sahip olmayacaktır.

 

2019 toplu sözleşme masasının hakem heyetine gitmesinin nedeni çok açıktır.  2017 toplu sözleşme masasında imzaladıkları mutabakatın altında kaldıkları için bir nevi sicil temizleme operasyonu yapmaya çalıştılar. Yetkili sendika ve konfederasyonun yıllardır oynadığı aynı oyun ve sonuçları önceden tahmin edilebilir tüm senaryoları artık baydı…

 

Tüm bu bilenen ve çok eskiden beri oynanan oyunun başlangıcını, ilerlemesini ve sonuçlarını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Ama yetkili sendika ve konfederasyonun bilmediğimiz ve yeni öğrendiğimiz bir görevi daha vardır. Evet o görev acaba bir maşa olarak girdiğini düşündüğümüz toplu sözleşme masasında hükümetin verdiği ve vermediği hakları ve ücretleri kamu çalışanlarının tüm ısrar ve itirazlarına rağmen kamu çalışanlarına sindirtmek midir?

 

Tüm toplu sözleşmelerden kamu çalışanları adına alınan olumsuz sonuçlar, tüm olumsuzluklara ve yetki elinde olmasına rağmen kılını dahi kıpırdatmayan ve gereğini yapmayan yetkili sendika ve konfederasyonun sessizliği ve kamu çalışanlarının itirazlarına karşı tepkisizlik bizlere şunu da net olarak gösteriyor olabilir. 1 milyon üzerinde üyeyle yetki verdiğimiz sendika ve konfederasyonun bir görevi de kamu çalışanlarını sakinleştirmek, sessizleştirmek, tepkisizleştirmek, hissizleştirmek ve tüm haksızlıkları ve hak gasplarını sindirtmek olması şaşırtıcı olamaz…

 

TEÇ-SEN GENEL BAŞKANLIĞI


+